Galatlar; Eski Avrupa’nın M.Ö. 900-500 arasında Fransa-İspanya-İtalya’da yaşayan kelt halkının Balkanlardan Anadolu’ya gelen ve Kızılırmak-Sakarya arasına yerleşen grubudur.
Galatlar, Keltik düşünce ile Hıristiyanlık öncesinde Druid dedikleri rahipleriyle, tıpkı Türklerin Şamanları gibi pratik dinsel işlevlerini yürütmekte iken; Anadolu’ya geldikleri M.Ö. 300’lerde mevcut frig halkı ve sonrasında Romalılar ile birlikte yaşamışlardır. Friglerin ve özellikle Anadolu tanrılarının inançlarına gösterdikleri hoşgörü ile Anadolu’da inançların akılcı yolla seçilme ve gelişmesine yardımcı olmuşlardır. Roma’nın Anadolu tapımlarını bir araya getirme gayreti ve tek din oluşturma girişimine rağmen, özerk ve özgür tavırlarıyla tüm inançlara Anadolu’da filizlenme imkanını sağlamışlardır.
Anadolu’ya gelen ilk Hıristiyanların göksel baba deyimleriyle tuzağa düşerek, Yahudilerin Hıristiyanlığı geliştirmesine yardım etmişler ve tanrıları ile birlikte Roma’nın çöküşüne neden olmuşlardır. Bizansın önce oluşumunda, daha sonra da doğunun etki ve baskısından korunmasında, güçlü bir kale gibi görev yapmışlardır. Sasaniler, Persler ve Arap Müslümanların Anadolu’ya girişlerinde, daima daha önce yaptıkları gibi, onlara karşı da diğer inançları himaye etmişlerdir.
Yeni Müslüman olmuş ancak şamanlığın gelenekleriyle bezenmiş Türklere Anadolu’ya girişlerinde kucak açmışlar, Yahudi veya Hıristiyan veya Müslüman olmuş, ancak altında şaman gelenekleri yatan tüm Türk boylarının, Druid geleneklerine benzer Alevilerin sanki bölgede korunması, gözetilmesini üstlenmişler gelişmelerine yardımcı olmuşlardır. Böylece Sakarya-Kızılırmak arasında Alevi nüfusun yerleşmesine neden olan zeminleri hazırlamışlardır. Hava kadar özgür olan Friglerin tarihsel görevi gibi, Galatlarda kendilerinden sonra bölgeye sahip çıkacaklara kültürlerini ve yerlerini emanet bırakarak tarihten çekilmişlerdir.
Bu seride, Keltlerin Anadolu’ya yolculuğunu, Balkanlardan, Trakya’dan, Karadeniz ve Ege’ye geçişlerini, yaylaya Eskişehir, Ankara, Yozgat, Konya bölgelerine yerleşmelerini aktarıyoruz. Yolları boyunca karşılaştıkları halklarla, onların dinleri, görüşleri ve yaşayış biçimleri üzerindeki hoşgörü ve sevecenlikle etkileşmesini, Friglerin ve önceki Anadolu halklarının ve misafir Romalıların onlara etkisini ve Galatların onlar üzerinde kurduğu düşünsel üstünlüğü anlatmaya çalıştık. Hıristiyanlığın toplumsal bir olay olmasını sağlayışlarını, Paulus’a kucak açmalarını, kandırılışlarını, daha sonra gelen sünni Arap Müslümanlara hiç bulaşmadan, bölgede sessizce yaşamalarını, şaman kültürü taşıyan Türk Müslümanlar geldiğinde onlarla kucaklaşmalarını, bölgede yerleşmesine imkan verişlerini, düşlerinizde canlandırmaya gayret ettik. Bu arada günümüzdeki Alevi Ritüelleri ile taşınan pek çok sembol ve hareketin çarpıcı benzerliklerini de aktarmaya çabaladık.
Bugün Türk halkının yaşattığı bazı gelenek veya batıl inaçların nedenlerine dair küçük örnekler göstererek, hatırlatmalar yaparak, bu bölgede gelişen Bektaşilik, Mevlevilik, Alevilik, Ahilik gibi düşünsel ve ruhsal akımların tarihsel temellerini göstererek, bu düşünceleri incelemeyi ve insanlık inşaasının yükselen bu duvarlarını gözlemeyi sizlere bıraktık. Amacımız, tarihsel bir araştırmayı anlatmak değil, bugün Anadolu’da yaşayanların kendilerine ait olduğunu sandıkları bilgilerin, öncekilere ait olduğunu gösterebilmek ve insanlık tarihi içinde bilginin nasıl taşındığına ve etkileşip geliştiğini göstermektir.