Nusaybin Dönüşü

Döviz yokluğu nedeniyle, Hacı çıkışlarını engellemeye yönelik benim Nusaybin’de, Bahri’nin Habur, Savaş’ın Cilvegözü sınır kapılarındaki nöbet işimiz bitmiş artık Ankara’ya döneceğiz. Otobüsle Mardin’e gelmiş, oradan dolmuşla Nusaybin’e geçmiş, 1977 veya 1978 Kurban Bayramı öncesi ve sonrasında otuz gün 24 saat bu kapıda nöbet tutmuştum. Gidiş, geliş ve ziyaretin zor olacağını düşünerek, Mardin’den Nusaybin’e geçmeden önce Vali beye bilgi vermek amacıyla randevu istedim. Vali Mardin dışından öğleden sonra gelecek denilince, tek caddesi olan Mardin’de (Cumhuriyet Caddesi) yolda birine sordum; “Buranın en iyi kebapçısı nerede?” “Beyim aşağı doğru yürü, ikinci sokaktan sola dön, ikinci evin önünde merdivenle aşağıya in, Kasım usta, işte orası” tarif doğru olmalıydı. Çünkü ben kravat, ceket ve siyah çantalı idim.

Prezervatif

Van Gümrük Müdürlüğü’nü teftiş ediyorum. 1977 yılı yaz dönemi olmalı, Gürbulak, Muradiye, Başkale, Özalp Gümrük Başmemurluk veya İdare Memurlukları da teftiş programımda, bunları küçük zannetmeyin. Zamanın Antalya Gümrük Müdürlüğü, Konya Gümrük Müdürlüğü’nden büyük iş hacimleri var, İdare Memurluğu 1-2 personel, Başmemurlukta 5-6 memur oluyor. Kaçakçılık en büyük konu, o zamanlar halkımız daha ithalatı bilmiyor, ithalat İstanbul, İzmir ve Bursa’nın yapabileceği iş, ihracatı da İstanbul, İzmir, Bursa’nın dışında Antalya, Antep, Trabzon, Mersin, İzmit falan biliyor. O dönemde gümrük demek “Kapıkule”, “Almancılar” ve “rüşvet” anlamına geliyor.