Viski

Yeterlikten yeni çıkmış, taptaze Gümrük Müfettişiyiz. Mevzuat deseniz bizde, giyinme deseniz bizde, hava, gurur, tavır tafra hepsi kat kat ve Kapıkule’deyiz. Grupta birkaç üstad var, hatırladığım kadarıyla Coşkun Özışık, Fevzi Ertürk, Erol Tonka da Kapıkule’de. Hepimizde üçer, beşer soruşturma var. “Şu rüşvet aldı”, “bu benim eşyamı aldı”.

Banker Savaş, Beyaz Eşyacı Nazım

Müfettişlikte, hem şık olacak, hem iyi yerlerde gözükecek, hem de düzgün insanlarla birlikte olacaksın, yani kendine para harcayacaksın. Hiç düşünmezdik, çünkü müfettiş maaşı ve yevmiyesi 1975’lerde çok iyi idi, çok zor biterdi ancak biz yine de bitirirdik. Gittikçe maaşlarımız azaldı, yaşam seviyemiz biz gördükçe öğrendikce yükselirken gelirimiz düştü, yıllar sonra bugün görüyorum ki, hem mesleği cazip olmaktan çıkarmışlar, hem bürokratik saygınlığını düşürmek için maaşları un ufak etmişler. O yıllarda maaş ve yevmiye birlikte 3.540 TL alıyoruz. Bu çok büyük bir para; cumhuriyet altını 90 TL nerede ise 40 altın maaş alıyorsunuz.

Nazım Asker’de

Müfettişlik yeterlik sınavını yeni almışız, tecil edilen askerlik için başvurmuşuz. Nasıl oldu bilmiyorum Savaş ve Zeki benden bir dönem önce Balıkesir Personel ve Ordu Donatım Okulu’na gönderilmişler. Daha sonra Zeki Posof, Savaş Afşin askerlik şubelerine asteğmen olarak gitmişler. Onlar bana yaşadıkları rezaleti anlatıyorlar. Vatan toprağı, bayrak falan iyide, ne yapıyorsunuz diye yazıp çizdiğimizde Zeki, gururla dolapları düzenlediğini, askerlere eğitim verdiğini söylüyor.

Oymapınar Yemekhanesi

Aslında Akseki’liyim, Torosların üzerinde Antalya’ya bağlı bir orman kasabası. Adında Antalya olunca beni Antalyalı bilip, çok zor ve sıkıntılı işlerden sonra, çok perişan ve yorgun olduğumda, Başkanlık merhamete gelir ve bana Antalya’ya Teftişi verirdi. İşte öyle bir yaz teftiş döneminde Antalya’dayım. Tekel misafirhanesine, yanımda Asım Usanmaz ve Cihat Ancın’la yerleşmişiz. “İki becerikli muavin” ve “Antalya Teftişi”, çok memmun olunacak bir konumdayım.