İlk Yaz Teftişi : İzmir

Çok değerli üstadım, rahmetli Celal EREL’in yanına verilmişiz, Nazım ve Ben. Celal Bey çok iyi bir insan. İyi insan olmak isteyenlere en kolay ve en güzel örnek, o idi. Gümrük Teftiş heyetinde neden bu kadar farklı kültür ve karakterde insan bir arada çalışıyor? sorusunun cevabını yavaş yavaş onunla anlamaya başladığımız günler.

21 Günde Gürbulak

Rahmetli Kenan Rıza Şahinoğlu’nun refakatine verilişim, benim meslek hayatımın en büyük şansı. Çok şey yaşamış ve görmüş müthiş bir tecrübenin yanındayım. Sürekli gülen yüzü, parlayan gözleriyle güven ve heyecan verirdi, karşısındakini hep canlı ve uyanık tutardı. Her anı yaşardınız yanında “şu dosyayı getir” derken, yeni bir maceranın başlayacağını düşünür, hiçbir şey olmasa bile olacağını umut ederdiniz. Hidayet Bey gibi, o da Gümrük Kanununu, özellikle kıymet mevzuatını çok ince bilirdi.

Sığır

Bizlere göre çok uzun süren bir muavinlik döneminin son günlerinde idik. Yavaş yavaş, bize selam verenlerin sayısı artıyor, koridorda karşılaştıklarımız bize “Günaydın, Nadir Bey” falan diyorlar. Tek tük te olsa odasına çaya davet edenler bile oluyordu. O zamanlar koridorda pek selam veren olmaz, hatta sen duvara doğru yaklaşır ve yürüyüşünü yavaşlatırken, onlar sanki muavini duvarda bir tablo da, asılı duruyorsunuz gibi, farkında bile olmadan yanından yürür geçerlerdi. Böyleydi, biz de hiç alınmaz, umursamazdık.Koridorun başında iseniz, karşıdan gelen de rahmetli Mehmet Ali Devecioğlu, İhsan Akın veya Hidayet Karagül ise saate bakar gibi yapar, hemen sanki acele bir iş aklımıza gelmiş gibi geri döner veya koridorun köşesinden ani bir dönüşle kaybolurduk.

Dündar Ali Kılıç

Yeni yetki almışım, yetkili müfettiş muaviniyim. Heyecan, gösteriş, kendini ispat hepsi bir arada. Bana verilen ilk iş, kaçak MAN kamyonu soruşturması, yıl 1977 veya 1978. Almanya’dan gıcır gıcır MAN kamyonları İstanbul’a geliyor, bizim yaşlı MAN kardeşi ile masaya birlikte yatırılıyor, onların motorları veya parçaları değiştiriliyor, eskisinin motor ve şasi numaralarını taşıyan baskılı armalı parça olduğu gibi kesilip, yeninin gövdesine kaynatılıyor ve bizim yerli yaşlı MAN, canlanıp delikanlı oluyor. Genç Alman da yaşlı olarak ülkesine dönüyordu.